23 Eylül 2008 Salı

The Ting Tings

KUZEYLİ KASABA KIZI vs. ŞEHİRLİ BEYEFENDİ

Son günlerdeki yoğun anlarıma fon olan, hatta bana enerji katan The Ting Tings için birkaç dakikamı ayırıp, bir şeyler karalamamak olmazdı. UNIQ’in Ekim ayında çıkacak “tatilden dönüş” sayısında Aycan Çevik imzasıyla leziz bir The Ting Tings yazısı okuyabilirsiniz zaten ama dedim ya karalamadan edemedim. Benimki bir nev-i “coming soon” edası. Hatta boşboğazlık…

Indie akımının elektronik popla etkileşiminin en civcivli işlerinden birisi TTT. Sabah ofise girip, son ses açtığınızda keyfinize gözle görülür bir katkısı oluyor bu ikilinin. Spice Girls tandanslı bir grup olan TKO’dan gelme solist ve gitarist Katie White, davulcusu, gitaristi, geri vokalisti Jules de Martino ile çoook uzun süredir listelerin tozunu dumana katıyor. Hakları da zaten, sözüm yok.

‘Shut Up and Let Me Go’ (bu güzide eserin kalbimde yeri çok ayrı), ideal bir açılış şarkısı olan ‘Great DJ’, ideal bir kapanış şarkısı olmasa da öyleymiş gibi yapan ‘We Started Nothing’, ‘We Walk’ ve elbette ‘That’s Not My Name’, albüm içerisinde beni cezbeden TTT eserleri oldular.

Artık alışanlar alışmıştır, blog sayfamda kısa kesmeyi seviyorum. The Ting Tings de ortalamanın üstünde umut vaat eden bir grup. İlk dinleyişte, bağrımıza basıp sevdiğimiz CSS benzeri bir tad bıraksa da damağımızda, müzikal çeşitlilik konusunda boş geçmiyor TTT. Britanya çıkışlı olmalarının sebep olduğu etki nedeniyle indie sosuna bulanmaları kaçınılmazdı zaten. Alternatif pop başlığını da biraz açacak olursak; disko, elektronik, new wave gibi türler bitiveriyor karşımızda. Anlayacağınız hepsi bir arada... Çok uzattım, birileri bana demeden, ben söylüyorum: Shut up and let me go!

www.thetingtings.com
www.myspace.com/thetingtings

Hiç yorum yok: